Muhsin Yazıcıoğlu vefatının 14’üncü yılında anılıyor

Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) kurucu Genel Lideri merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatı, hafızalarda birinci günkü tazeliğini koruyor.

Seçim gezisi için kiralanan helikopterin 25 Mart 2009’da Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinde düşmesi sonucu beraberindeki 5 bireyle hayatını kaybeden Yazıcıoğlu’nun vefatının üzerinden 14 yıl geçti.

Genç yaşta atıldığı siyasette prensipli ve dik duruşuyla tanınan, darbe aksisi telaffuzlarıyla öne çıkan Yazıcıoğlu, Türk siyasetinin unutulmazları ortasında yer aldı.

AA muhabirinin derlediği bilgilere nazaran, 31 Aralık 1954’te Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Elmalı köyünde doğan, birinci ve orta tahsilini Şarkışla’da tamamlayan Yazıcıoğlu, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesini bitirdi.

Siyasete giden yolda birinci adımı 14 yaşındayken Şarkışla’da Genç Davacılar Hareketine katılarak atan Yazıcıoğlu, 1972’de Ankara’ya geldikten sonra İdeal Ocakları Genel Merkezinde vazife yapmaya başladı. Yazıcıoğlu, devam eden yıllarda İdeal Ocakları Genel Başkanlığı vazifesini yürüttü.

Yoluna 1978’de Ülkücü Gençlik Derneğinin Kurucu Genel Lideri olarak devam eden Muhsin Yazıcıoğlu, 1980’de Genel Lider Müşaviri olarak MHP’de vazife aldı.

Ömrünün 7,5 yılı cezaevinde geçti

Yaşamı boyunca Anadolu gençliğinin en âlâ biçimde yetişmesi niyetiyle hareket eden Yazıcıoğlu, gençlerin düzgün bir eğitim alıp, vatanına ve milletine hizmet etmesi gerektiğini her vakit lisana getirdi.

Muhsin Yazıcıoğlu, 24 yaşındayken periyodun Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e mektup yazarak, “Eller silah değil, kalem tutmalı.” diyen önder olarak öne çıktı. Yazıcıoğlu, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi öncesi periyodun Dava Ocakları Genel Lideri olarak gençliğin sürüklendiği kaos ve kardeş hengamesini gören bir siyasi ferasetin de sahibiydi.

Yazıcıoğlu, askeri darbenin akabinde “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nda” yargılandığı sırada 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl cezaevinde kaldı.

Dava sonunda rastgele bir ceza almayan Yazıcıoğlu, milletine ve devletine bağlılığından hiçbir vakit vazgeçmedi.

Yazıcıoğlu, milletine hizmet için 1987’de siyasete kaldığı yerden devam etti, Milliyetçi Çalışma Partisinin (MÇP) Genel Sekreter Yardımcılığı vazifesine getirildi.

BBP’yi kurdu

Yazıcıoğlu, 1991’deki genel seçimlerde tercihli sistemle Sivas’tan milletvekili seçilirken, partisiyle 1992’de yol ayrımına geldi.

“Siyasi anlayışımız uyuşmuyor” diyerek bir küme arkadaşıyla MÇP’den ayrılan Yazıcıoğlu, 1993’te kurucu genel lideri olduğu Büyük Birlik Partisini (BBP) kurdu.

Muhsin Yazıcıoğlu, 24 Aralık 1995 erken genel seçimlerinde ANAP’la yaptıkları ittifakla tekrar Meclis’e girdi. Yazıcıoğlu, 1996’da ANAP’tan istifa ederek BBP’ye döndü.

Yazıcıoğlu, 22 Temmuz 2007’de yapılan seçimlerde Sivas’tan bağımsız milletvekili seçildi ve TBMM’ye girerek seçimden evvel bıraktığı Genel Başkanlık vazifesini tekrar devraldı.

İlk kere kiraladıkları helikopter düştü

Muhsin Yazıcıoğlu, 2009’daki mahallî seçimler için birinci defa helikopter kiralayarak Kahramanmaraş’taki mitinge katıldı.

“Hazineden yardım almadan siyaset yapan tek partiyiz. Birinci kez helikopter kiralayarak miting yapıyoruz. Seçimlerde iddialıyız.” diyen Yazıcıoğlu’nun da içinde bulunduğu helikopter, Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesindeki mitingin akabinde Yozgat’ın Yerköy ilçesine giderken 25 Mart 2009’da Göksun ilçesi kırsalında düştü.

Bölgede yapılan arama çalışmaları sonrasında Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin cansız vücudu, Keş Dağı Kurudere Kanlıçukur mevkisinde bulundu.

Yazıcıoğlu, 31 Mart 2009’da Kocatepe Mescidi’nden son seyahatine uğurlandı. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki merasimde, Yazıcıoğlu’nun Türk bayrağına sarılı tabutunun üzeri, sevenleri tarafından çiçeklerle donatıldı. Binlerce seveni tarafından son seyahatine uğurlanan Yazıcıoğlu’nun naaşı, vasiyeti üzerine Taceddin Dergahı’na defnedildi.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun ismi, memleketi Sivas başta olmak üzere Anadolu’nun birçok kenti ile Pakistan üzere dost ve kardeş ülkelerde cami, cadde, park, okul ve vakıflara verilerek yaşatılıyor.

Darbelerin karşısında yer aldı

Yazıcıoğlu, siyasi ömrü boyunca darbelere her vakit karşı çıktı.

Millet iradesinin yanında yer alan, siyasi hayatı boyunca görüşünü her vakit yüksek sesle lisana getiren Yazıcıoğlu, 28 Şubat postmodern darbesine karşı duran başkanlardan biri olarak da öne çıktı.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun “Ordu gözbebeğimizdir lakin namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam.” kelamı, o devir ve sonrasında darbelere karşı adeta simge haline geldi.

BBP’nin kurucu başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun, siyasi ömrü boyunca yaptığı birtakım açıklama ve telaffuzları de siyasete damga vurdu.

Yazıcıoğlu’nun o kelamlarından kimileri şöyle:

“Bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bir dünya için bu kadar fırıldak olmaya gerek yok.”, “Firavun’a karşı çıkmak yetmez, Musa’nın yanında olmak gerekir.”, “Ben devlete, millete kurşun sıkanlara değil, ‘ben okumak istiyorum’ diyenlere af istiyorum.” ve “Kan dökmeyi seven bir millet değiliz fakat kelam konusu vatan ise dünyanın şah damarını keseriz.”

Şiirleri hafızalarda

Vatan ve millet sevgisiyle, prensipli duruşuyla Türk siyasi hayatında iz bırakan önderlerden biri olan Muhsin Yazıcıoğlu, siyasetçi kimliğinin yanı sıra şiire tutkusuyla da biliniyordu.

Yazıcıoğlu’nun naaşının, helikopter düştükten sonra karların üzerinde bulunması, sevenlerine “Üşüyorum” şiirini hatırlattı ve sevenleri tarafından adeta sembol haline getirildi.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun şiirinde, “…Huzur dolu içimde/ Ben sonsuzluğu düşünüyorum/ Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum/ Durun kapanmayın pencerelerim/ Güneşimi kapatmayın/ Beton çok soğuk, üşüyorum…” dizeleri yer almaktaydı.

Cezaevinde bulunduğu devirde yazdığı “Gül” isimli şiirindeki “Gül, gül ki gül yüzünde binlerce güller açsın/ Gül bahçesi gül yüzünden sevgi topla demet demet/ Sevgide güller açsın, güller sevgi dağıtsın/ Sevgiyle bakıyor gül üzere görüyorsan sen bahtiyarsın…” dizeleri de Yazıcıoğlu’nun umuda ve sevgiye verdiği değeri gözler önüne seriyor.