Tunus’ta Gannuşi ve başka siyasalların tutuklanması Cenevre’de protesto edildi
Tunus’taki Nahda Hareketi başkanı ve eski Meclis Lideri Raşid el-Gannuşi ile öteki siyasilere yönelik tutuklanmalar Cenevre’de protesto edildi.
Raşid el-Gannuşi’nin kızı Dr. Yusra Gannuşi’nin de ortalarında olduğu gözaltı dalgasında tutuklananların çocukları ve avukatları tarafından basın toplantısı düzenlendi.
Gannuşi, burada yaptığı konuşmada, Tunuslularının demokrasiden vazgeçmediğini, darbeye karşı durmak ve demokrasiyi yine kurmak için direndiklerini söyledi.
Tunusluların demokratik çabaları kapsamında hayatlarını riske attıklarını kaydeden Gannuşi, bu nedenle Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından amaç alındıklarını tabir etti.
Gannuşi, “Özgürlük ve insan hakları kıymetlerine inanan herkes, demokrasilerini savunmaya devam eden Tunusluların yanında yer almalı, muhalefete yapılan zulmü ve Tunus demokrasisinin yok edilmesini yüksek sesle ve net bir biçimde kınamalıdır.” diye konuştu.
Said’in, Tunus’un süratle berbata giden iktisadını ele almak yerine muhalefeti suçladığını söyleyen Gannuşi, Tunus’un dostlarından, Said’in muhalefete yönelik tavrı ve ülke demokrasisine verdiği ziyan nedeniyle seslerini yükseltmelerini beklediklerini kaydetti.
Gannuşi, “İnsan hakları ve özgürlükler üzere ortak bedellere inananlar, babam da dahil siyasi tutukluların özgür bırakılması ve tabir ile örgütlenme özgürlüklerinin garanti altına alınması için davette bulunmalıdır.” dedi.
Toplantıya katılan öteki konuşmacılar, Gannuşi ve başkalar siyasalların keyfi olarak tutuklandığını belirtti.
Dr. Yusra Gannuşi’nin de ortalarında olduğu gözaltı dalgasında tutuklananların çocukları, avukatları aracılığıyla Avrupa Birliği’ne (AB) faillere şahsî yaptırımlar uygulaması davetinde bulunmuştu.
Gannuşi 17 Nisan’da gözaltına alınmıştı
Eski Tunus Meclis Lideri, Nahda Hareketi başkanı Gannuşi, 17 Nisan’da güvenlik güçlerince iftar vakti konutuna düzenlenen baskında gözaltına alınmış, 48 saatlik savcılık sözünün akabinde sevk edildiği Tunus Asliye Mahkemesince 20 Nisan sabaha karşı “devlet güvenliğine karşı komplo kurmak” suçlamasıyla tutuklanmıştı.
Bunun akabinde, güvenlik güçleri, Nahda ile Ulusal Kurtuluş Cephesinin birtakım kentlerdeki merkezlerini kapatmıştı.