Lideri Altay, Avrupa Kurulu Mahallî ve Bölgesel İdareler Kongresi’nde konuştu
Birleşmiş Kentler ve Lokal İdareler Dünya Teşkilatı (UCLG) Lideri ve Konya Büyükşehir Belediye Lideri Uğur İbrahim Altay, Fransa’nın Strazburg kentindeki Avrupa Parlamentosu binasında düzenlenen Avrupa Kurulu Lokal ve Bölgesel İdareler Kongresi’nin 44. Genel Şurası’nda konuştu. Lider Altay “Krizler Karşısında Kentlerin ve Bölgelerin Direnci” bahisli oturumda iklim krizi ve Türkiye’nin yaşadığı zelzele felaketi sonrası yaptıkları çalışmaları anlatarak, kentlerin altyapısının güçlendirilmesi ve her türlü felakete karşı dirençli siyasetler geliştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
UCLG Lideri ve Konya Büyükşehir Belediye Lideri Uğur İbrahim Altay, Avrupa Kurulu Mahallî ve Bölgesel İdareler Kongresi 44. Genel Şurası’nda konuştu. Fransa’nın Strazburg kentindeki Avrupa Parlamentosu binasında düzenlenen genel konseye Avrupa Kurulu Lokal ve Bölgesel İdareler Kongresi Lideri Leen Verbeek, Avrupa Kurulu Türkiye Daimi Temsilcisi Nurdan Bayraktar Golder, kongre delegeleri, belediye liderleri ve gençlik delegasyonu üyeleri katıldı. Genel Konseyde “Krizler Karşısında Kentlerin ve Bölgelerin Direnci” bahisli oturumda iştirakçilere hitap eden Lider Uğur İbrahim Altay, Türkiye’yi sarsan zelzele felaketi ve iklim değişikliği hususlarını; ‘yerleşik kriz’ ve ‘çoklu kriz’ kavramları temelinde anlattı.
“Konya her vakit global sıkıntılarda inisiyatif alan bir şehirdir”
Konya’nın, geleneği ve çağdaşlığı birlikte yaşatan 10 bin yıllık tecrübeye sahip kadim bir kent olduğunu, her vakit global sıkıntılarda inisiyatif aldığını, yurt içi ve yurt dışından birçok kent ve kuruluşla güçlü ilgilerinin olduğuna dikkat çeken Lider Altay, ayrıyeten dünyanın en büyük mahallî idare teşkilatı olan UCLG’nin, Türk Dünyası Belediyeler Birliğinin ve Memleketler arası Tarım Kentleri Birliğinin başkanlığını da Konya ismine sürdürdüğünü hatırlattı. Derin kültürünü ve birikimini yüzlerce yıldır koruma eden Konya için yaptıkları tüm çalışmaları ‘Konya Modeli Belediyecilik’ ismini verdikleri bir sistemle sürdürdüklerini belirten Uğur İbrahim Altay, Konya Modeli Belediyecilik anlayışının harika periyotlarda kenti bir bütün olarak birlikte yönetme modeli olduğuna dikkat çekti.
“İklim değişikliğinin tesirlerini en aza indirmek için çalışıyoruz”
Konuşmasını, “Çoklu krizler karşısında Konya’nın deneyim ettiği pek çok konu bulunmaktadır” kelamlarıyla sürdüren Altay, birinci olarak iklim değişikliği krizine dikkat çekerek; yüz ölçümü itibariyle Türkiye’nin en büyük kenti olan Konya’nın global iklim değişikliğinden en fazla etkilenen kentler ortasında yer aldığını, iklim değişikliğinin tesirlerinin en aza indirmek için kıymetli çalışmalar yaptıklarını vurguladı. Türkiye’nin 11 kentinin, tıpkı gün gerçekleşen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki sarsıntılarla büyük bir yıkım yaşadığını, 50 binden fazla vatandaşın hayatını kaybederken, ortalarında kadim dinlere ve medeniyetlere ilişkin kültürel mirasların da olduğu yaklaşık 120 bin binanın yıkıldığının altını çizen Altay, Konya Büyükşehir Belediyesi olarak sarsıntı esnasında ve sarsıntı sonrasında yaptıkları çalışmaları ayrıntılarıyla anlattı.
“Ancak bir olduğumuz sürece başarılı olabiliriz”
Hazreti Mevlana’nın “Sen dost olursan, sayısız dost görürsün. Ancak dost olmazsan sen de dostsuz kalırsın” kelamından iktibas eden Altay, “Türkiye’nin; mülteci krizi, Covid-19 salgını, Rusya-Ukrayna krizi üzere tüm dünyayı ilgilendiren hususlarda daha bariz hale gelen insani diplomasi uygulamalarının da katkısıyla; tüm insanlık Türkiye’deki sarsıntı bölgesine birinci andan itibaren yardım etmiştir. Türkiye olarak ‘Asrın Felaketini’ yaşadığımız bugünlerde, asrın dayanışmasını gösteren dünya ülkelerine, lokal idarelerine ve halklarına buradan teşekkür etmek istiyorum. Hepimiz çok yakından deneyim ettik ki; lakin ‘bir’ olduğumuz sürece başarılı olabiliriz” sözlerini kullandı.
“Şehirlerimizi felaketlere karşı dirençli hale getirmeliyiz”
Doğal afetlere sağlam dirençli kentler oluşturulması gerektiğine vurgu yapan Altay, “Bu sarsıntı sürecinde yaptığımız tüm başarılı çalışmalara karşın, dirençli kentler inşa etme konusunu geliştirme kapasitemiz olduğunu da görmüş olduk. Dirençli kenti inşa etmek için mevcut yapı stokunun günümüz teknolojilerini kullanarak yenilenmesi, halkın afet vakitleri için şuurlandırılması, kent mobilyaları, araç-gereç ve ekipmanlarının fevkalâde periyotlar dikkate alınarak oluşturulması, ulusal ve milletlerarası deneyim paylaşımı yoluyla kimsenin geride bırakılmaması gerekmektedir. Kentlerimizin altyapısını güçlendirmeli ve her türlü felakete karşı dirençli siyasetler geliştirmeliyiz. Bu siyasetler, acil durumların tesirlerini azaltma; süratli müdahale ve yine inşa basamağında büyük rol üstlenecektir. Lakin bunları yaparsak yaşadığımız krizlerin yerleşik krize dönüşmesinin önüne geçebiliriz. Bu güç süreci atlatacağımıza ve Türkiye’nin kadim kentlerinin eskisi kadar hoş günlerine tekrar kavuşacağına dair inancım tamdır. Bu noktada tüm kentlerin daha dirençli olmasını gayeleyen bu toplantının; herkes için adalet isteyen ve adalet sağlayan bir dünyanın kapılarını aralayacağına inanıyorum” kelamlarıyla konuşmasını tamamladı. – KONYA