Kırklareli, büyükbaş gen kaynaklarını kullanarak damızlık üretim merkezi olmayı hedefliyor

Şap hastalığından ari Kırklareli’nde büyükbaş hayvanların genleri kullanılarak embriyo transferi sistemiyle damızlık üretim merkezi kurulması için çalışma başlatıldı.

Kırklareli Tarım ve Orman Müdürlüğünce yürütülen çalışma kapsamında, Ticaret Borsası konferans salonunda çalışmalar değerlendirildi.

İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Aksoy toplantıda, Kırklareli’nin damızlık büyükbaş hayvan üretim merkezi olması için 2 yıldır çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

Tarım ve hayvancılık bölümünde Kırklareli’nin ön planda olduğunu söz eden Aksoy, Kırklareli’nin Dünya Hayvan Sıhhati Örgütü tarafından 2010 yılında “şaptan ari” bölge ilan edildiğini anımsattı.

-“Gerekli her şey var”

Kırklareli’nin damızlık üretim merkezi olabilmesi için gerekli tabiat, iklim ve hayvan varlığına sahip olduğunun altını çizen Aksoy, “Damızlık hayvanlarımızı burada üretelim, buradan da Anadolu’ya verelim, buradan Suriye’ye verelim, Azerbaycan’a verelim, Irak’a verelim. Dünyanın başka ülkelerine biz satalım. Küçük başlıyor bu işler lakin sonu iyi olacak.” diye konuştu.

Aksoy, bilhassa gen kaynaklarını müdafaanın, geliştirmenin ve embriyo transferinin çok ehemmiyet arz ettiğini vurguladı.

Hedefin Türkiye’nin en az ithalat yapması olduğunu belirten Aksoy, şöyle devam etti:

“Gen kaynaklarını müdafaa ve embriyo transferi ile birebir gereci alıp doğurganlığı yüksek bir ırkta holstein özelliklerinin en üst düzeyinde taşıyan dişi buzağı üretmeniz mümkün oluyor. Olağan vejetasyon da bir tane damızlık alabilirken, birebir sistemde 4 hatta 8 tane alabilmemiz mümkün. Bunları ayıklamak mümkün. Hastalığı dizilimden çıkarmak mümkün. Bunlar teknolojiyle olacak. Devletimiz bu işin bir tarafında olacak, çiftliklerimiz de başka tarafta olacak. İşin sorumluluğu çiftliklerde olacak devletimizde dayanak verecek inşallah.

Kırklareli’nde şu anda bu işi yapan çiftlikler var, çok da başarılı. Ellerinde çok sağlam malzeme var. Biz çiftlik sahiplerinden de sürüdeki en güzel hayvanların tespitlerini yapıp, anne baba pedigresini çıkarıp inşallah bu işi başlatmayı düşünüyoruz. Bizim gayemiz Türkiye’nin artık ithalat yapmaması ya da mümkünse en az yapması. Zira artık bizde kâfi ölçüde gen kaynağı var. Kâfi ölçüde bilgi teknolojisi var, kâfi ölçüde bu işe gönül koyan bilim adamları, çiftlik sahibi arkadaşlarımız var.”