Kerem Aktürkoğlu: Avrupa’nın en büyük kulüplerinde oynamak istiyorum

“Hayat yalnızca futboldan ibaret değil”

“Saha içinde Icardi ile oynadığım vakit çok rahat ediyorum”

“Kaptanlık çok büyük bir gurur””Avrupa’da ülkemi, Galatasaray’ı, ailemi temsil etmek istiyorum”

İSTANBUL, – Galatasaraylı futbolcu Kerem Aktürkoğlu, “En yakın hayalim Galatasaray ile şampiyonluk yaşamak, kupayı kaldırabilmek. Ondan sonra hayaller hiçbir vakit bitmez fakat Avrupa’da ülkemi, Galatasaray’ı, ailemi temsil etmek istiyorum. Avrupa arenasında, Avrupa’nın en büyük kulüplerinde. Ben kendimi Avrupa’nın 5 büyük kulübünden birinde görüyorum. Oralarda oynamak istiyorum” dedi.Galatasaraylı futbolcu Kerem Aktürkoğlu, GS TV’ye açıklamalarda bulundu. Aktürkoğlu, yaşanan sarsıntı felaketleriyle ilgili, “Deprem olduktan sonra ailecek kalktık. Annem bizi kaldırdı. Sarsıntı oldu dedi. Bir epey telaşlıydı. Biz de çok korktuk. Birinci başta birine bir şey oldu sandık. Sonra sarsıntı olduğunu öğrendik. Televizyonu açtığımızda inanılmaz şok geçirdik. Nitekim çok şiddetli bir sarsıntıydı. Ondan sonra gün içinde, ben Erden Ağabey’den telefon aldım. Biliyorsun külfetli günler geçiriyoruz dedi. Sen de kadroyla konuşmak istersen bir şeyler yapabiliriz birlikte dedi. Ben de kaptanlarımız Muslera ve Gomis ile telefonla konuştum. Grupla birlik olup bu süreçte beşerlerle irtibat olsun, kendi toplumsal medyalarımızdan olsun yapabileceğimiz ne varsa, imkanlarımız dahilinde her şeyi yapmak için seferberlik ilan ettik. Sonra ailemle küçük bir konuşma yaptığımda, ben gitmek istiyorum, ne düşünüyorsunuz dedim? Annem ile babam, 1999 zelzelesini yaşayan birileri olarak, bana mutlaka gitmelisin oğlum dediler. Olağan ki, ben orada tahminen de enkazdan birilerini kurtarabilecek bir profesyonelliğe ya da güce sahip değilim lakin orada birkaç beşerle bağlantıya geçip, onların acılarına ortak olabilirsem, onları birazcık da olsa zelzelede yaşadıkları travmadan uzaklaştırabilsem ne memnun bana, bize, aileme. Ben o niyetle gittim oraya. Erden Ağabey de sağ olsun bana yardımcı oldu. Beni karşıladı, bir arada ziyaretlerde bulunduk. Benim üzere gelmek isteyen bir sürü arkadaşım vardı. Onlar da gelmek istedi ancak imkanlar kısıtlıydı o devirde, süreç sağlıklı değildi. Sahiden çok güç bir süreç. Alışılmış ki şu an yaraları sarıyoruz. Millet olarak hakikaten çok güçleniyoruz bu türlü inanılmaz durumlarda. Bu düşünceli süreçleri atlatabileceğimizi düşünüyorum. İnşallah rabbim bir daha bu türlü günler yaşatmasın. Kayıplar olmasın. Allah, ailelerini kaybedenlere rahmet eylesin. Geride kalanlara sabırlar, yaralılara da şifalar versin” diye konuştu.”HAYAT YALNIZCA FUTBOLDAN İBARET DEĞİL””Yüzlerindeki o ufak bir gülümseme beni nitekim çok keyifli etti” diyen Kerem Aktürkoğlu, “İyi ki gelmişim dedirtti bana. Alışılmış o an, büyük bir kaos, büyük bir telaş içinde herkes. Hisler karmakarışık. Oraya gittiğimde, beşerlerle sohbet ederken, acılarını dinkerken, ağlamaktan onlara bir şey söyleyemiyorsun ya da ne söylersen sözler yetersiz kalacak. Bunun farkındasın. Yalnızca başınız sağ olsun diyebiliyorsun. Ailelerini kaybedenlere yahut enkaz altında ailesini kurtarmaya çalışanlara güç verebilmek için kolay fakat ufacık da olsa bir şeyler söylüyorsun. Ne kadar değerli onun için bilmiyorum lakin gözlerindeki ufak bir tebessüm bile seni keyifli ediyor. Nitekim, Galatasaray yahut kendim açısından söylemiyorum, futbol bizim ülkemizde birleştirici bir güç ve öge diye düşünüyorum. Liglere olağan ki orta verilmesi gerekiyordu fakat bu ortanın kısa tutulması gerekiyordu ki yaraları daha da çabuk sarabilelim. O denli de oldu. Televizyonda yahut toplumsal medyadan karşımıza çıkıyor. Beşerler, zelzele bölgelerinde çadırlarında maçları izlerken fotoğraflarını ve hislerini paylaşabiliyorlar. Bu bile bizleri keyifli ediyor. Zira yaşadıkları travmayı bir nebze olsun geçirebiliyorsak çok büyük bir memnunluk. Biz yalnızca futbol oynuyoruz, alana çıkıyoruz, kendi performansımızı sergilemek, gayemizi gerçekleştirmek istiyoruz. Lakin futboldan, şampiyonluklardan, gollerden, asistlerden çok daha bedelli şeyler var. İnsan hayatı. Bence ön plana konulması gereken bir şey bu. Herkes bence anlamıştır. Futbolcular ya da kulüpler ortasında hengameler, kaoslar oluyor lakin gerçek hayata baktığımız vakit insan hayatı kısa sürebiliyor. İnanılmaz bir galibiyet aldık, taraftarımız çok keyifli oldu. Sabaha çok acı bir halde uyandık. Ne galibiyetimiz akıllarda kaldı, ne de mutluluğumuz. Christian Atsu, Adekugbe’nin çok yakın arkadaşı. Onlar da harikulade bir sevinçle galibiyeti kutladılar. Sonraki gün arkadaşını kaybetti. Bunlar unutulmaması gereken şeyler. Bekli uzun mühlet ülkemiz bu türlü acılar görmeyecek lakin bu yaşadıklarımızı hakikaten unutmamamız lazım. İnsanlarımızın daha naif olması lazım. Futbol tamam. Alışılmış ki herkes, tuttuğu grubun şampiyon olmasını, futbolcusunun gol hükümdarı olmasını ister. Fakat hayat yalnızca futboldan ibaret değil” dedi.Kulübün başlattığı müzayede hakkında ise Kerem, “Aslında bunu Okan Hoca başlattı. Kendi için bedelli olan 2 formasını müzayedeye bağışladı. Sonra biz de kendimiz için bedelli olan ne varsa düşündük. Benim şahsen konutumda 2 tane hat-trick yaptığım top vardı. Biri Göztepe maçındaki. Aslında Başakşehir maçındaki verdiğim top çok daha pahalı. Lakin Göztepe maçındaki hat-trick birinci olduğu için bende kalması gerektiğini düşündüm. Başakşehir maçındaki topumu müzayedeye armağan ettim. Allah razı olsun satın alan kişi de bir emek verdi, topumu aldı. Yapabileceklerimiz bunlardı. Bunları yapabiliyorsak, biraz da olsa katkı sağlayabiliyorsak hepimiz için çok büyük bir memnunluk bu” sözlerini kullandı.Dünya Kupası ve sarsıntı nedeniyle lige verilen orta hakkında da açıklamalarda bulunan Aktürkoğlu, “Dünya kupası ortası bizim için hakikaten verimli geçmişti. Dönüşünde çok büyük bir seri yakaladık. Bu manada dünya kupası ortası bize olumlu istikamette tesir etti. Ondan sonra sarsıntı, genel olarak ülkemizi olduğu üzere, ekipleri da futbolcuları da hocaları da velhasıl herkesi etkiledi ister istemez. Çok sıkıntı bir dönem hakikaten. Hem ortalar çok fazla hem de yaşadığımız olaylar çok ağır. O yüzden yalnızca alana, futbola odaklanmak biraz sıkıntı olabiliyor. Alışılmış, biz profesyonel futbolcularız, odaklanmaktan öbür dermanımız yok. O yüzden bu süreci, bu travmayı, bu felaketleri bir an evvel başımızdan atıp odaklanmamız gereken bir işimiz bir maksadımız var. Güç da olsa bir biçimde adapte oluyoruz, olmak zorundayız” formunda konuştu.”SAHA İÇİNDE ICARDI İLE OYNADIĞIM VAKİT ÇOK RAHAT EDİYORUM”Icardi ile saha içindeki ahenginden bahseden Kerem, “Saha içinde Icardi ile oynadığım vakit çok rahat ediyorum. Bu olağan ki başka forvetlerimize haksızlık açısından söylemiyorum. Hepsi ile çok güzel anlaşıyorum. Lakin Icardi ile oyun biçimimiz birbirimize benziyor. Ben topu aldığım vakit savunma gerisine koşuyor, o aldığı vakit ben koşuyorum. Birbirimizin ne yapacağını bu süreçte çok uygun anladık, kimyamız, ahengimiz çok fazla. O biraz benim asistlerimi yiyiyor lakin olsun, ortamızda çok hoş bir ahenk var. İnşallah bundan sonraki süreçlerde de çok daha fazla olacak bu ahenk. Aslında yalnızca Icardi olarak değil, istikrarlı ve bir o kadar yeterli bir takıma sahibiz ki, giren çıkan, oynayan oynamayan herkes, alana sonradan giren yahut 5 maç 10 maç oynamayan biri, birinci 11’e dahil oluyor ve hiç adaptasyon sorunu yaşamadan çok güzel bir performans sergileyebiliyor. Ben her röportajda söylüyorum, takımdaşlığımız bizim anahtar sözümüz. Çok hoş bir grup ortamımız, arkadaşlık ortamımız var ve bu da bizi saha içinde çok rahatlatıyor. Herkes birbiri için savaşıyor, birbiri için gayret ediyor. Bu da şampiyonluk için en büyük noktalardan biri” dedi.”Takımdaki herkes ile çok güzel anlaşıyorum, hepsi ile arkadaş gibiyim” diyen Kerem, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Ama Gomis ile abi-kardeş üzereyiz. 2 yıldır birlikte oynuyoruz. Gomis, bana nitekim ağabeylik yapıyor. Saha içinde, saha dışında daima benim ile bağlantı halinde, daima benden beklentilerini söylüyor, neler yapmam gerektiğini anlatıyor. Gelecek ile ilgili planlarımda nelerin olması gerektiğini söylüyor. Gomis sahiden çok büyük bir profesyonel, çok büyük bir efsane benim için. Çok büyük bir karakter, çok büyük bir futbolcu. Gomis ile oynarken de çok rahat ediyorum. Gomis çok kaliteli bir futbolcu, çok kaliteli bir ayak. Her vakit ne yapması gerektiğini biliyor. Bunun dışında saha dışında da her vakit bizlere gençlere, Türk futbolculara çok düzgün davranıyor, çok sıcak davranıyor. Bunun sonucunda biz de ona çok fazla hürmet duyuyoruz. Zira meslek manasında çok üst seviye şeyler başarmış bir futbolcu fakat egosuz. Bizlerle çocuk üzere eğlenebiliyor, abi-kardeş üzere irtibat halinde olabiliyoruz. Bunlar değerli şeyler. Gomis tahminen bu süreçte daha az forma talihi buluyor ancak bundan ötürü küsecek yahut tutum alabilecek bir insan değil. Tam aksine ekibi birleştiriyor. Soyunma odasında en fazla o konuşuyor. Bizi daha fazla motive etme konusunda çok çabalıyor. Hakikaten çok büyük bir tesiri var grup üzerinde.” “KAPTANLIK ÇOK BÜYÜK BİR GURUR”Galatasaray’daki kaptanlık hakkında da konuşan Aktürkoğülu, “Çok büyük bir memnunluk, çok büyük bir gurur hakikaten. Bununla ilgili hocamızla ve Erden Abi ile konuştuğumuzda o gün uyuyamamıştım. Zira Galatasaray’a birinci geldiğim vakit büyük hayallerim vardı. Şampiyonluk yaşayabilmek, efsaneler ortasına girmek, kaptanlık rütbesine ulaşabilmek benim için hayallerimin ötesindeydi. Hayallerimi tek tek gerçekleştirmeye devam ediyorum. Hayallerim hiçbir vakit bitmiyor, her vakit üzerine bir şey daha koyuyorum, bir not daha ekliyorum. Kaptanlık da hayallerim ortasındaydı. Bunu gerçekleştirdim. Alışılmış ki önümde çok büyük efsaneler var onların akabinde geliyorum, onlardan daima bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. İrtibat konusunda kadro arkadaşlarım ile neler yapabilirim, nasıl ilerleyebilirim diye. Şu ana kadar her şey çok hoş gidiyor. Bakalım inşallah her şey daha hoş olur. Geçen sene biraz daha ferdi manada bir şeyler başarmak zorundaydım saha içinde. Daha fazla inisiyatif alıp, daha fazla şeyler yapıp sonuç almamız gerekiyordu. O manada biraz kahırlar çekiyorduk geçen sene. Aslında geçen sene de uygun bir takımımız vardı. Alışılmış şu an ki takımımız dünya yıldızları ile kaliteli ayaklara mevcut ancak geçen sene de makus bir takıma sahip değildik. Yalnızca biraz ahenk ezası çekiyorduk ligde. Avrupa’da tam zıddı çok düzgün gidiyorduk. Geçen sene daha fazla kişisellik üzerinde ilerlemek zorundaydım. Kadrom için gol atmam ya da asist yapmam gerekiyordu. Bu sene biraz daha kadro arkadaşlarımla irtibat halinde olmak, uyumlu olabilmek üzerine çalışıyoruz. Daima kendimi geliştirmek üzerine ilerleyen bir insan olarak yanlışlarımın da üzerine gidiyorum. Uygun yaptığım şeylerin de üzerine gidiyorum. Güzel yaptığım şey benim için kâfi deyip onu köşeye bırakmıyorum. Daima kendimi geliştirmek üzerine gidiyorum. Natürel ki bir işi başardıktan sonra daima daha fazlası isteniyor daha fazla beklenti içinde olabiliyor beşerler. Ben de bu beklentilerin, bu isteklerin farkındayım. Bunları karşılayabilmek için çok fazla çalışıyorum. Saha içinde 10 tane kusur yapıyorsam asla kendimi geri plana çekmem. Daha fazlasını alanda deneyen bir oyun tarzına sahibim. O yüzden yanılgı yapmaktan asla korkmuyorum. Beni tahminen de öbür futbolculardan farklı kılan budur. Kendimi bu türlü de tanımlayabilirim. Asla kendimi geri plana çekmem ya da kusur yapmaktan korkmam. Bir sorun ya da problem varsa saha içinde bunu çözmek için inisiyatif alırım. Tabi bazen kayıplar olabilir lakin ben bunlardan ötürü asla kendimi geri plana çekip inisiyatif almaktan çekinmiyorum. Bu dönemdeki farklılık, çok daha fazla usta ayak olduğu için onların da birtakım sıkıntılarını çözebilme yeteneği çok fazla olduğu için benim üzerime kalmıyor kimi şeyler. Daima birlikte bu problemleri çözüyoruz. Daha kolektif bir futbol oynuyoruz ve bu da sonuca tesir ediyor” diye konuştu.”Zaniolo, çok büyük bir transfer” diyen Kerem, “Emeği geçenlere teşekkür ederim. Bizim için büyük bir fırsat. Şu an hepimiz için rekabet ortamı oluştu ve bu da şampiyonluk için değerli ve bedelli. Herkes kendi hudutlarını zorlamak zorunda. Daha düzgününü daha fazlasını yapmak zorunda. Zaniolo çok hoş bir kardeşimiz, çok olumlu bir insan. Konuşkan ve bizimle şakalaşmayı seviyor. Bu ortamda sessiz, sakin, utangaç birinin olma mümkünlüğü esasen yok. O denli bir ortamdayız ki, herkes birbirine latife yapıyor, sevincine ortak oluyor, dışarıda birlikte geziyor, eğleniyor. Nitekim çok hoş bir ekip oluştu. Sonradan gelenler bile bu ahenk sürecini çok çabuk atlatabiliyor. Bence bize büyük bir katkısı olacak. Şampiyonluğun geleceğine inandığımız için, şampiyonlukta büyük bir hisse sahibi olacaktır” dedi.”AVRUPA’DA ÜLKEMİ, GALATASARAY’I, AİLEMİ TEMSİL ETMEK İSTİYORUM”Geleceğe dair hayallerinde de bahseden başarılı oyuncu, “En yakın hayalim Galatasaray ile şampiyonluk yaşamak, kupayı kaldırabilmek. Ondan sonra hayaller hiçbir vakit bitmez ancak Avrupa’da ülkemi, Galatasaray’ı, ailemi temsil etmek istiyorum. Avrupa arenasında, Avrupa’nın en büyük kulüplerinde. Hayaller hiçbir vakit bitmez. Tahminen de önümüzdeki 10 yılda kendini nerede görüyorsun diyorsan şayet, ben kendimi Avrupa’nın 5 büyük kulübünden birinde görüyorum. Oralarda oynamak istiyorum. Tabi olur mu olmaz bilmiyorum ancak bunun için kendimi zorluyorum, çalışıyorum, çabalıyorum. İnşallah o günleri de görürüz” biçiminde konuştu.Milli Ekip hakkında da konuşan Kerem Aktürkoğlu, “Katar’da olsaydık çok büyük muvaffakiyetler elde edebilecek bir ulusal ekip kuşağına sahibiz, olmadı. Dünya kupasında en son 2002’de yer aldık. Biraz uzak bir hayal üzere gözükmeye başladı. Lakin bence bundan sonraki kuşağa baktığım vakit bizler ya da bizden sonrası için nitekim büyük muvaffakiyetler elde edebilecek bir ekibe sahibiz. Artık Avrupa Şampiyonası elemelerine katılacağız. Ben Avrupa Şampiyonasına gideceğimizi düşünüyorum. O güce, o ekibe sahibiz. Umarım gideriz. Avrupa şampiyonasına gitmek bizim için bir muvaffakiyet olmaması lazım. Daima bu kupalara gidip muvaffakiyetler elde etmemiz gerekiyor. Kümeden çıkabilmek en ufak bir örnek. Bu da aslında bir muvaffakiyet değil bizler için. Zira hakikaten çok kaliteli bir kadroyuz, kaliteli futbolculara sahibiz. Çeyrek final, yarı final. Euro 2008’de yaptık neden bir daha olmasın. Sahiden çok uygun futbolculara sahibiz. Ben ulusal ekip için çok umutluyum. Muvaffakiyetler geleceğine inanıyorum. İnşallah muvaffakiyet skalasını genişleteceğimizi düşünüyorum” dedi.

Son olarak taraftarlar hakkında konuşan Aktürkoğlu, “Belki de 70-80 bin kişilik stadımız olsa hepsi dolar, o denli bir taraftara sahibiz. Geçen sene birtakım maçlarda makus gittiğimiz vakit bile stadımız doluyordu. Bizim itici gücümüz taraftarımız. Onlar gerimizde olduğu vakit takviyelerini sonuna kadar bize hissettirdikleri vakit çok farklı oynuyoruz. Onlar bu süreçte her vakit bizi destekleyecekler ve Galatasaray armasına aşık beşerler olarak o stadı dolduracaklardır. İnşallah onlarla birlikte biz de şampiyonluğu göğüsleyeceğiz. Her maç olduğu üzere önümüzdeki maçlarda da bizleri desteklemeye devam edeceklerdir. Biz de onlara dönem sonu şampiyonluklarla bu dayanağın karşılığını veririz” diye konuştu.