Diyanet İşleri Lideri Ali Erbaş, yaz Kuran kurslarına ait konuştu

Diyanet İşleri Lideri Ali Erbaş, yaz Kur’an kurslarına ait, “Pek çok gencimiz ve çocuğumuz, İslam’ın inanç temellerini, temel dini bilgileri, ibadetleri ve ahlaki kıymetleri lakin burada öğrenebiliyor.” tabirini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan yazılı açıklamaya nazaran Erbaş, çevrim içi yapılan toplantıda vilayet müftüleriyle bir ortaya geldi.

Toplantıda geride kalan eğitim periyodunun muhasebesini ve yaklaşan yaz Kur’an kurslarının aktiflik ve verimliliğinin artırılması üzere bahisleri ele alacaklarını belirten Erbaş, İslam ve Kur’an-ı Kerim’in temel maksadının, hoş ahlaka sahip insan, toplum ve dünya inşa etmek olduğunu lisana getirdi.

Diyanet İşleri Başkanlığının ürettiği sahih dini bilgi ve icra ettiği nitelikli, kuşatıcı hizmetleriyle insanların manevi hayatına rehberlik ettiğine dikkati çeken Erbaş, “İslam’ın iman, ibadet, bilgi ve hoş ahlak merkezli kıymetlerini ferdî ve toplumsal hayata taşıma noktasında Kur’an kurslarımızın özel bir yeri vardır. İnsanımızı sahih dini bilgiyle buluşturmak maksadıyla ülkemizin her köşesinde hizmet veren Kur’an kurslarımız, milletimizin ve kuşaklarımızın inanca, ibadete ve hayata dair yanlışsız ve emniyetli bilgiye ulaşmaları noktasında çok büyük bir imkandır.” değerlendirmesini yaptı.

Yaz Kur’an kurslarını çocukların manevi gelişimi, karakter inşası ve kıymetler eğitimi açısından büyük bir fırsat olarak gördüklerine de işaret eden Erbaş, şunları kaydetti:

“Pek çok gencimiz ve çocuğumuz, İslam’ın inanç asıllarını, temel dini bilgileri, ibadetleri ve ahlaki kıymetleri lakin burada öğrenebiliyor. Kur’an’ın rahmet iklimiyle lakin burada buluşabiliyor, Peygamberimizin örnek hayatıyla fakat burada tanışabiliyor. Kur’an kurslarımızın ve camilerimizin manevi atmosferinden hakkıyla istifade eden çocuklarımız, buradan aldıkları güç ve motivasyonla geleceğe daha emin adımlarla yürüyorlar. Münasebetiyle yaz Kur’an kurslarımızı, milyonlarca yavrumuzun kalbine iman, hakikat ve merhamet tohumlarının ekildiği müstesna yerler olarak görüyor ve buralara bu türlü bir ehemmiyet atfediyoruz.”