Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Lideri Altun’dan Kılıçdaroğlu’nun argümanlarına cevap

Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Lideri Fahrettin Altun, dezenformasyonun, demokrasiler için de büyük bir tehdit olduğunu belirterek, “CHP Genel Liderinin benimle birlikte Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığındaki çalışma arkadaşlarıma iftiralar içeren paylaşımı, kendisinin siyasi çaresizliğinin olduğu kadar, etrafındaki ‘profesyonellerin’ de strateji yoksunluğunun somut bir göstergesi olmuştur. Ülke dışından hizmet aldığı ajans tarafından yazılan tezvirat dolu bir tweet’le kamu vazifelilerinin gaye gösterilmesini, tehdit edilmesini asla kabul etmiyoruz ve asla yılmıyoruz, asla geri adım atmıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı tarafından düzenlenen İstanbul Güvenlik Forumu başladı. Foruma, Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Fahrettin Altun, akademisyenler, üniversite öğrencileri katıldı. Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Lideri Fahrettin Altun, günümüzün en önemli güvenlik tehditlerinden birinin elbet ki global nitelikteki terörizm sorunu olduğunu, bu noktada şiddetten beslenen terör yapılarının gayesinin sadece bir ülke yahut onun vatandaşları değil tüm insanlık olduğunun unutulmaması gerektiğini belirtti.

Terör örgütlerinin ataklarının lisan, din, ırk, coğrafya gözetmeksizin tüm insanlığa yönelik taarruzlar olduğunu belirten Altun, “Tam da bu nedenle terörizmin her boyutuyla önlenmesi, çaba edilmesi, yaptırım uygulanması ismine bir kararlılık ortaya konması çok mühimdir. Bunun için terör örgütleri ortasında ayrım yapılmaksızın ve terör aksiyonlarının hangi coğrafyada gerçekleştirildiğine bakılmaksızın milletlerarası bir gayret anlayışı geliştirilmesi mecburidir. Bu noktada Türkiye tüm dünyaya örnek bir terörle gayret performansı ortaya koymuştur” tabirlerini kullandı.

“Terörü kaynağında bitirme stratejisiyle terörü sonlarımız dışında da boğduk ve boğmaya devam ediyoruz”

Türkiye’nin gerek ulusal güvenliği gerek bölgesel barış ve istikrarı tehdit eden PKK/YPG’sinden DEAŞ ve FETÖ’süne tüm terör örgütleriyle tesirli bir halde çaba yürütmeye devam ettiğini belirten Altun, “Bu uğraş sayesinde terör örgütlerinin hudutlarımız içindeki varlığını bitirme noktasına geldik. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu üzere terörü kaynağında bitirme stratejisiyle hudutlarımız dışında da boğduk ve boğmaya devam ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz nokta operasyonlar, Türkiye’yi DEAŞ’la en aktif ve sonuç alıcı uğraş yürüten devlet pozisyonuna getirmiştir. Bu kapsamda elde ettiğimiz yeni ve çok değerli bir başarıyı Sayın Cumhurbaşkanımız iki gün evvel açıkladı. Ulusal İstihbarat Teşkilatımız, Suriye’de gerçekleştirdiği operasyonla DEAŞ terör örgütünün kelamda önderi Ebu Hüseyin El Kureyşi’yi etkisiz hale getirdi. Türkiye’nin DEAŞ’la gayreti, kendi ulusal güvenliğinin yanında, bölgesel güvenliği de tahkim ediyor. Ancak ne yazık ki Türkiye’nin bu gayretinin bilhassa Batı dünyasında takdir edilmediğini görüyoruz. Son yapılan operasyonun ne manaya geldiği açık ve nettir. Türkiye’nin DEAŞ ile uğraşının ne derece değerli bir gayret olduğunu göstermiştir ve tıpkı vakitte da DEAŞ önderinin etkisiz hale getirilmesi Türkiye’nin geliştirdiği milletlerarası operasyon kabiliyetini ve kapasitesini ortaya koymuştur ve bu noktada ABD başta olmak üzere birçok kelamda ülkenin peşinde olduğu bu şahsı Türkiye etkisiz hale getirmiştir. Türkiye’nin yeniden PKK/YPG’yle çabası bu noktada vurgulanması gereken bir çabadır çünkü bu gayret Türkiye’nin kendi ulusal güvenliğinin yanında, Suriye’nin ve Irak’ın toprak bütünlüğüne ve istikrarına da yarar sağlamaktadır, bölgesele barışa hatta global barışa da katkı sağlamaktadır. Türkiye’nin terör örgütü FETÖ ile uğraşı yeniden kendi güvenliğinin yanında, bu karanlık ve kanlı örgütün, bulunduğu ülkeler için oluşturduğu tehditleri önlemeye de hizmet etmektedir” dedi.

“Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı’ndan fakat ve fakat dezenformasyon yapanlar rahatsız olabilir”

Dezenformasyonun, hiç kuşkusuz, demokrasiler için de büyük bir tehdit olduğunu söyleyen Altun, “Dünyanın neresinde olursa olsun dezenformasyon süreçleri sistematik bir biçimde yürütülen palavra süreçleridir ve demokrasiler için büyük bir risktir büyük bir tehdittir. Bu nedenle demokratik ortamın dezenformasyondan arındırılması; hakkaniyetli, inançlı ve pak bir bağlantı ortamının tesis edilmesi için daima birlikte güçlü bir formda uğraş etmeliyiz. Elbette üzülerek söylemek zorundayım ki, palavrası alışkanlık haline getirmiş, palavra siyasetini kurumsallaştırmış olanlar huy haline gelmiş bu alışkanlıklarından kolay vazgeçmeyecekler. Hakikaten dün gece bunun bir örneğine şahitlik ettik. Dün gece CHP Genel Liderinin palavra siyasetinin hudut tanımazlığına bir kez daha şahitlik ettik. CHP Genel Liderinin benimle birlikte Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığındaki çalışma arkadaşlarıma iftiralar içeren paylaşımı, kendisinin siyasi çaresizliğinin olduğu kadar, etrafındaki ‘profesyonellerin’ de strateji yoksunluğunun somut bir göstergesi olmuştur. Ülke dışından hizmet aldığı ajans tarafından yazılan tezvirat dolu bir tweet’le kamu vazifelilerinin gaye gösterilmesini, tehdit edilmesini asla kabul etmiyoruz ve asla yılmıyoruz, asla geri adım atmıyoruz. Dedikoduya, iftiraya, palavraya bu derece teşne bir muhalefet anlayışını, demokrasimiz için büyük bir kayıp olarak telakki ediyoruz. Şunu çok açık ve net bir halde biliyoruz: Demokrasinin en büyük düşmanı dezenformasyonla çabayı kurumsal önceliklerinden biri haline getiren Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Başkanlığı’ndan lakin ve lakin dezenformasyonu alışkanlık haline getirenler, dezenformasyonu ana siyaset gereci haline getirenler rahatsız olabilir” diye konuştu. – İSTANBUL