BAKAN VARANK, GEBZE’DE ‘AŞI VE İLAÇ GELİŞTİRME KAMPÜSÜ’ AÇILIŞINA KATILDI

SANAYİ ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi bünyesinde kurulan Aşı ve İlaç Geliştirme Yerleşkesi açılış merasimine katılıp, ‘Bu değerli yatırımla farklı aşı ve genetik eserleri, biyoteknolojik aşI ve ilaç adaylarını hücreden başlayarak üretebileceğiz. Kanser tedavisinde kıymetli bir yere sahip olan hücre tedavi sistemlerini, DNA zincirlerini kesmeye ve tekrar birleştirmeye imkan sağlayan embriyo çalışmalarını bu yerleşkede hayata geçirebileceğiz’ dedi.

Gebze’de TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi bünyesinde kurulan Aşı ve İlaç Geliştirme Yerleşkesi merasimle açıldı. Açılışa, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK Lideri Hasan Mandal, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, araştırma merkezinde çalışan bilim insanları ve davetliler katıldı. Açılışta kendisini bekleyenlere hitap eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, muhalefeti eleştirerek ‘Gündemimiz epey ağır. O kadar ağır ki muhalefet daha TOGG’u eleştirmeyi bitirememişken biz dünyanın birinci SİHA gemisi TCG Anadolu’yu kahraman donanmamızın envanterine kattık. Onlar TCG Anadolu’yu eleştirmeye çalışırken biz yerli ve ulusal uydumuz İMECE’yi uzaya fırlattık. İMECE’yi lisanlarına dolamaya hazırlanırken biz Türkiye’nin birinci yerli ve ulusal elektrikli ana sınır lokomotifini dün raylara indirdik. Olağan muhalefet eleştirirken diyorum, zira bir kere bile bu kıymetli gelişmeler, bu gurur projeleriyle ilgili olarak memnun olduklarını görmedik. Bir kere bile yüzlerinde bir tebessüme denk gelmedik. Biz bütün bu çalışmaları yaparken bizi daima eleştirdiler. İşte yalnızca bu saydığım başlıklar bile, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 2 haftaya sığdırılmış muvaffakiyet hikayeleridir. Türkiye Yüzyılı’nın daha birinci fotoğrafları. Natürel iki haftada bu kadar çok atılım olunca birileri şaşırıyor. Diyorlar ki ‘Siz bunların hepsini seçimler için mi biriktirdiniz Bunları beklettiniz. Seçim çalışması için mi bunları yapıyorsunuz’ Pahalı arkadaşlar bizim bugün devreye aldığımız projelerin temelleri, başlangıçları bundan 5 sene evvel, 4 sene evvel 6-7 sene evvel. Bize şunu söylüyorsanız 2023 seçimlerini dikkate alıp 7 sene evvel proje başlatıyorsunuz diyor olsa birileri, demek ki bu bizim ne kadar vizyoner olduğumuzu da tıpkı vakitte gösteriyor. Alışılmış bunlar işin latifesi. Baktığımızda yeni atılımlar da inşallah gelmeye devam edecek. Biz Türkiye yüzyılının nişanelerini Türkiye’ye kazandırmaya devam edeceğiz. Biliyorsunuz evvelden kara tahtalara ulusal yazmakla, yerli yazmakla yerli ve ulusal olunduğunu zanneden beşerler vardı. Bu işler o denli tahtalara yazmakla olmuyor, hareketle oluyor, koşuşturmacayla oluyor, çabayla oluyor. Biz eser siyaseti peşinde, gece gündüz demeden çalışmaya devam ediyoruz. Biz eserlerimizle geleceği yazıyoruz? dedi.

‘BÖLGENİN GELECEĞİNE ATILMIŞ BİR İMZA OLACAK’

Konuşmasının devamında çip teknolojisiyle ilgili bir müjdenin ileriki günlerde hayata geçirileceğini söz eden Bakan Varank, ‘Çip teknolojisinden bahsediyorlar. Bakınız, TÜBİTAK hem çip teknolojileri alanında AR-GE yapma hem de üretim yapma kabiliyetine sahip bir kurumumuz. Bugün biz savunma endüstrinin muhtaçlığı Fotodedektör çiplerini kendi kabiliyetlerimizle aslında üretiyoruz. Nerede üretiyoruz İşte bu yerleşkenin içerisinde üretiyoruz. Bu bahsettiğimiz çiftlerin kilogram başına ihracat pahası ne kadar biliyor musunuz Tam 388 bin dolar. İşte katma bedel burada oluşuyor. Doğal teknolojiler yalnızca maddi katkılarıyla ölçülmez. O denli kritik teknolojilerden bahsediyoruz ki bazen parasını verseniz dahi dünya size bunları tedarik etmiyor. İşte çipse çip, katma bedelse katma paha. Türkiye’de bugün birçok girişimcimiz verdiğimiz takviyeler sayesinde çip tasarım kabiliyetlerine sahip hale geldi. Buradan bir hoş muştuyla sizlerle paylaşmak istiyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde çip konusunda kıymetli bir yatırımın imza merasimini de daima birlikte gerçekleştireceğiz. Bu imza yalnızca Türkiye’nin geleceğine değil, bölgenin geleceğine de atılmış bir imza olacak’ dedi.

‘AŞI ÜRETEBİLEN ÜLKELER, PANDEMİ SÜRECİNE DE TARAF VEREN ÜLKELER OLDU’

Sağlık bölümünde kelam sahibi olmanın ehemmiyetini anlatan Bakan Varank şunları söyledi

‘Sizlerin de bildiği üzere biyoteknolojik aşı ve ilaçlar pandemi devrinin En çok konuşulan konusuydu. Bu aşı ve ilaçları üretebilen ülkeler pandemi sürecini de aslında istikamet veren ülkeler oldular. Biz de bu periyotta tüm kabiliyetlerimizde nasıl bu alanlarda yerli ve ulusal teknolojiler geliştirebiliriz buna odaklandık. 14 gün üzere kısa bir müddette vatandaşlarımıza nefes olan yerli teneffüs cihazımızı seri üretim etabına getirdik. Tıpkı vakitte süratli bir halde aksiyon alarak aşı ve ilaç çalışmalarına da bildiğiniz üzere başladık burada. O hocalarımızın bir kısmı aslında hazır bulunuyor. Bilim insanlarımızın önünü açabilmek için de emin olun ne gerekiyorsa onu yerine getirdik. Öğrencilerimizi araştırma projelerine dahil etmek için kar dayanak programını oluşturduk. O periyotta o kadar hoş sonuçlar aldık ki artık STAR programını tüm alanlara, tüm üniversitelere yaygınlaştırdık. Bu projeler sayesinde bugün aşı ve ilaç geliştirilmesi noktasında kıymetli bir insan kaynağa kapasitesine sahibiz. Önümüze daha inançlı bir biçimde bakabiliyoruz. Alışılmış o periyotta de bir taraftan vatandaşlarımıza layıkıyla hizmet etmeye çalışırken bir taraftan da iftiralarla uğraşmak mecburiyetinde kalmıştık. İnatla Türkiye aslında aşı üretebiliyordu lakin siz bunu engellediniz dediler. Hatırlıyorsunuz değil mi Hıfzıssıhhayı siz kapattınız onun için Türkiye’de artık ilaç aşı geliştirilmiyor, üretilmiyor dediler. Yeri gelmişken ben şu gerçeği de bir defa daha söz etmek istiyorum. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde evet 1998’e kadar farklı aşılar üretilebiliyordu. Lakin 1998 yılından sonra o üretimler durduruldu, aşıyla ilgili işler bir kenara bırakıldı. Biz ne vakit iktidar olduk 2002 yılında. Yani 1998 yılında son aşısını üretmiş bir kurumun sorumluluğunu bize yüklemeye çalışanların bilakis biz sıhhat kesiminin, savunma sanayi üzere stratejik ehemmiyete sahip olduğunun farkındayız ve bu manada da bu alanlara dönük yatırımlarımızı, çalışmalarımızı en başından itibaren yaptık ve pandemiyle birlikte aslında bunların bir kısmının sonucunu aldık. Bu çalışmaları da hızlandırmış olduk. Sıhhat alanında yapılan her bir teşebbüsü, her bir yatırımı desteklemek için emin olun biz Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak elimizden gelen çabası gösteriyoruz.’

‘AKADEMİK VE TEKNİK DANIŞMANLIK HİZMETLERİNİN YÜZDE 70’İNİ ÜSTLENECEĞİZ’

İlaç, biyoteknoloji ve medikal alanında çalışan şirketlerin yatırımları konusunda da kıymetli dayanaklar sağlayacaklarını aktaran Bakan Varank, ‘Aşı ve ilaç dalını öncelikli yatırımlar kapsamında teşvik ediyoruz. TÜBİTAK burs ve dayanak programlarıyla 2002’den günümüze aşı ve ilaç alanında 5 binden fazla projeye yaklaşık 11 milyar lira kaynak aktardık. İlaç alanında faaliyet gösteren AR-GE merkezi sayısını 41’e çıkardık. Teknopark ve AR-GE merkezlerindeki aşı ve ilaç bölümüne yönelik çalışmalar yürüten firmalara bugüne kadar 5 buçuk milyar liranın üzerinde takviye sağladık. Biz sıhhat alanına yaptığımız dayanakların kapsayıcılığını her geçen gün de arttırmaya çalışıyoruz. Bu noktada bugün bir müjdemizi de sizlerle yeniden paylaşmak istiyorum. Önümüzdeki günlerde kümelenme dayanak programı kapsamında yeni bir kümelenme dayanak davetine çıkıyoruz. İlaç, biyoteknoloji ve medikal alanında çalışan şirketler ve start-uplar bu davete başvurup bu desteğimizden faydalanabilecekler. Burada ortak laboratuvar, test analitik sertifikasyon hizmetleriyle akademik ve teknik danışmanlık hizmetlerini yüzde 70’ini bakanlık olarak biz üstleneceğiz’ dedi.

‘KANSER, DNA ALANINDA ÇALIŞMALAR YAPILACAK’

Açılışını gerçekleştirdikleri merkezin Türkiye’nin sıhhat ve bilim kesiminde değerli bir yere sahip olduğunu anlatan Bakan Varank şunları söyledi

‘Bakınız bu yerleşke 3 bin 500 metrekare kapalı alana sahip medikal biyoteknoloji mükemmeliyet merkeziyle ulusal biyolojik ve kimyasal test merkezlerinden oluşuyor. Tekrar birebir vakitte laboratuvarları, hayvan araştırmaları merkezleri de aslında bu yerleşkenin tamamlayıcıları pozisyonunda. Buradaki yüksek teknolojiye sahip laboratuvarlarımızda ülkemizin önde gelen bilim insanları ve araştırmacıları bir ortaya gelerek yeni tahliller geliştirecekler. Tüm Türkiye’ye hatta bölgeye hizmet edebilecek değerli yatırımlar var. Bu değerli yatırımla farklı aşı ve genetik eserleri, biyoteknolojik aşı ve aşı ve ilaç adaylarını hücreden başlayarak üretebileceğiz. Kanser tedavisinde değerli bir yere sahip olan hücre tedavi sistemlerini, DNA zincirlerini kesmeye ve yine birleştirmeye imkan sağlayan embriyo çalışmalarını bu yerleşkede hayata geçirebileceğiz. Moleküler biyoloji, kimya ve materyal biliminin çekiştiği inovasyon projelerini tek çatı altında burada yürütebileceğiz. Bunlar yapacağımız çalışmalar, bu yerleşkenin kabiliyetlerini yalnızca küçük bir örneği.’

‘YENİ ARAŞTIRMACILARIMIZI BU YERLEŞKEDE YETİŞTİRMİŞ OLACAĞIZ’

Açılışını gerçekleştirdikleri yerleşkenin çeşitli bakanlıklarla da iş birliği içerisinde olacağını söyleyen Bakan Varank, ‘Buradaki hocalarım pandemide yaşadıklarımızı çok güzel hatırlar. Biz pilot ölçekli üretim yapabilmek için adeta fabrikaların kapılarında yattık. En azından bir kısmını üretim tesislerinizin bize ayırın gelin şu pilot üretimleri yapalım. En azından klinik çalışmalara başlayalım diye ne lisanlar döktük. Artık ona gereksinimimiz olmayacak. İşte bu merkezde bu yerleşkede hücreden başlayarak pilot üretime kadar bütün kabiliyetler devletimizin denetiminde olmuş olacak. Bütün hocalarımız bilim insanlarımız bunlardan faydalanabilecekler. Alışılmış bugün bu kıymetli ne gidiyor tesisinin yanında Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi’nin de Türkiye’nin ulusal güvenlik muhtaçlıklarının kıymetli bir kısmını karşılayacağımız kıymetli bir altyapının da açılışını gerçekleştiriyoruz. Kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehditlere karşı savunma eserlerinin milletlerarası standartlarda test ve sertifikasyonlarının bu merkezde biz gerçekleştirebileceğiz. AR-GE faaliyetlerinin de yürütüleceği bu merkezimiz Ulusal Savunma Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nın takviyesi ve işbirliğiyle hizmet verecek. Natürel bizim en büyük sermayemiz insan kaynağımız. Bu noktada aşı ve ilaç dalında çalışacak yeni araştırmacılarımızı da aslında biz bu yerleşkede yetiştirmiş olacağız. Yerleşkemiz tüm aşı ve ilaç geliştirme, KBRN araştırmaları üzere kritik bahislerde dünyada öncü bir merkez olacağından emin olun hiçbir kuşkumuz yok. TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Yerleşkesi Türkiye’nin memleketler arası arenada sıhhat inovasyonu ve biyoteknoloji liderliğini destekleyecek. Ayrıyeten sıhhat alanındaki sıra dışı araştırmalara yenilik ve ilerlemelere de öncülük edecek. Burada gerçekleştirilecek çalışmaların ülkemizde insanlığa ve dünyanın geleceğine büyük bir katkı sunmasını temenni ediyorum’ dedi.

Bakan Varank’ın konuşmasının akabinde açılış kurdelesi kesildi. Varank, daha sonra beraberindekilerle birlikte merkezi gezerek, bilim insanlarıyla sohbet etti. (DHA)